Friday, December 11, 2009

Time remaining


Thursday, November 5, 2009

No comment

Punctuality

The trouble with being punctual is that nobody’s there to appreciate it.

Cami

Karadeniz’de bir hoca vaaz verirken bagislarin azalmasindan dem vurmus:   - Eskiden 500 topladuk simdi millet gurpete gittu 300 toplayruz 200 acik var çaminun masraflarinu karsilayamayruk..   Temel donmus hoca:   - Hocam, zarar eduysak kapatalum çamiyu..

Hell

An engineer died and as it should be, he went up to heaven. When he got to the Pearly Gates, Saint Peter welcomed him: Good day! Now what did you do down on earth? I was an engineer. Hummmm….Sorry, engineers aren’t on the list. You can’t come in. So the engineer went down and knocked on Hell’s door. Hello. I’ve come because they won’t let me into Heaven. The Devil looks the man over and says: Ah no? well, what were you? An engineer. An engineer! Come on in! After several months of enduring intense heat, the stench of sulfur, hard labour and the other hardships of Hell, the engineer decided to make some improvements and in a short time, he installed air- conditioning, ventilators, escalators, etc. A year later, God was greatly puzzled because He hadn’t heard any moaning and groaning coming from Hell in a very long time. He decided to go down and see what was up. Hello Satan. Hello God. How’s it going? Never been better, now that we’ve got an engineer in charge. An engineer? There must be some mistake. I order you to return the engineer to me! No way! The engineer is mine! Satan, you give him back right now or I’ll sue! Satan’s laughter could be heard all the way up in Heaven. Ha ha ha ha ha ha! You sue me ? And where are you going to get a lawyer?!?!

Driver's license

There’s a car driving down the street at 70 miles per hour and one cop tells the other: - Isn’t that the guy whose license we took away? - Yeah, that’s him. Let’s get him. They stop the guy and ask him: - License? - Oh, don’t tell me you guys lost it!!

Soccermania

Symptoms that you are obsessed with football/soccer: 1. Before making love you toss a coin to see who goes first. 2. You don’t scold you children… you just pull out a red card. 3. When you have an orgasm, you scream GOAL, and when your team scores, you have an orgasm.

God and Adam

God said to Adam: ‘Son, I’ve got some good news and some bad news. Give me the good news first,’ says Adam. Well, says God, ‘I’m going to give you a brain and a penis.’ ‘That’s great! So what’s the bad news?’ That you won’t be able to use both of them at the same time!

POOF

There is legend that goes like this: In a bar in New York there’s a magical mirror. If you go up to it and tell it the truth it will grant you one wish… but if you lie - POOF! - it swallows you up for eternity. A brunette, redhead, and a blonde walk into that very bar - with a mission. They head straight for the magic mirror. The redhead goes first and says “I think I’m the most beautiful woman on Earth” POOF! - the mirror swallows her up and she’s gone for eternity. The brunette goes up to the mirror and says “I think I’m the sexiest woman on Earth” POOF - now she’s gone too. Lastly, the blonde goes up to the mirror says ” I think……..” - POOF!

Computers

In spanish class, we’ve been learning computer language. But none of us understood why the word computer could be used in feminine or masculine. Our teacher told us that recently, a group of computer scientists (all men) announced that the word ‘computer’ should be used in feminine (computadora). Their reasons for this were: 1. Nobody, except the Creator, understands their internal logic. 2. The native language they use to communicate between them is incomprehensible for any other being. 3. The message ‘error’ or ‘incorrect file’ is as informative as: ‘If you don’t know why I’m mad at you, then I’m not telling you’. 4. Your minor errors are kept in the long-term memory for future use. 5. When you add one in your life, you realise that you end up spending half of your salary in accesorizes for it (her). However, another group of computer scientists (all women) consider we should use the word in it’s masculine form (computador). These are their resons: 1. They have a lot of information, but they have no idea what it’s for. 2. Theoretically they help you solve problems, but half the time they are the problem. 3. When you add one in your life, you realize that if you would have waited a bit more, you could have found a way better one. 4. If you want them to listen to you, you have to turn them on. 5. Their energy consumption makes them useless for the rest of the night.

3. Dünya Savaşı

Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene “bunlar Hitler ve Stalin değil mi?” diye sorar. Barmen “Evet, onlar” der. Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar: “Selam, ne yapıyorsunuz?”
Hitler cevaplar:
“3. Dünya savasini planlıyoruz.”
Adam sorar. “Gerçekten mi? Neler olacak?”
Hitler: “Bu sefer 14 milyon Yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz” der.
Adam sorar:
“Bir bisiklet tamircisi mi?”
Hitler Stalin’e döner ve der ki:
“Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudiyi takmayacağını söylemiştim!”

İhale

Üniversiteden iki arkadaş, yıllar sonra birbirlerine yolda rastlarlar. Ahmet Mehmet’i evine davet eder. Ahmet’in evine gittiğinde karşısında saray yavrusu bir ev bulan Mehmet dayanamayıp sorar:
- Ya ikimiz de aynı okuldan mezun olduk. Sen nasıl oldu da bu kadar zengin oldun birader?
Ahmet “Gel şu arka pencereden bir bak” der. “Karşıdaki otoyolu ve arkasındaki kocaman siteyi görüyor musun?”. Mehmet onaylar. Ahmet devam eder “İşte bütün bunları belediyeden rüşvetle uygun ihaleler kapatıp ben yaptım”. Mehmet bundan çok etkilenir, o gün hasret giderdikten sonra ayrılırlar.
Aradan bayağı bir zaman geçer. Bu sefer Ahmet Mehmet’in evine gider. Bir de ne görsün, kendi evinden çok daha büyük ve güzel bir ev. Tabii ki şaşakalır ve sorar:
- Yahu Mehmet, sen nasıl bu kadar zengin oldun? En son konuştuğumuzda fakirlikten yakınıyordun.
Mehmet “gel” der, “arka camdan bir bak. Oradaki ihalesini aldığım otoyolu ve kocaman siteyi görüyor musun?”. Ahmet “yoo, ben hiçbir şey görmüyorum” der. Mehmet onaylar: “yaa, işte aynen öyle :)”…

Temel'in sevgilileri

Temel’in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santral memurudur. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar:
- Niye öğretmen de diğerleri değil?
Temel de ona döner:
- Ula der, bilmez misin doktorlar “bugün git yarın gel” der, santralci de “şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin” der. Ama öğretmen ne der? “Hadi bir daha tekrarlayalım”…

Cevap ne?

New York’tan Los Angeles’a giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşça vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanip 4 ayakla aşağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş… Yanıtı bulamamış… Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.

Silikon

Öğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş.
Dersin bitiminde çocuklara sormuş:
-“Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?”
Önce Davut cevap vermiş: “Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım.”
Ardından Mustafa cevaplamiş: “Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım.”
En son Can yanıtlamış: “Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!…”

Demokrasi

Çocuk bir gün babasına “Baba hayat bilgisi dersinde yönetimleri işliyoruz, bana demokrasiyi anlatır mısın?” demiş.

Babası: “anlatmasına anlatırım yavrum ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor” demiş ve eklemiş
“Bak şimdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum, ben kapitalistim; paranın nasıl harcanacağına annen karar verir,o hükümet; hepimiz senin için çalışyoruz, sen halksın; beşikteki kardeşin gelecek; hizmetçimiz ise işçi sınıfı. Sen bunları öğren. Ben sana sabah demokrasiyi anlatırım” demiş.

Gece çocuk uyanmış bir bakmış ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve durmadan ağlıyor. Hemen anne ve babasının odasına gitmiş. Annesi horul horul uyuyor. Uyandırmaya çalışmış ama başaramamış. Babası yatakta değil, geçerken hizmetçinin odasına bir bakmış ki hizmetçi ile babası sevişiyor. Çaresiz dönüp yatmış. Ertesi sabah babası “gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım” demiş.

Çocuk: “gerek yok baba, ben artık biliyorum” yanıtını vermiş ve anlatmaya başlamış:
“Kapitalistler işçi sınıfını becerirken hükümet uyuyor, halk endişeli, gelecek ise bok içinde”